20 Nisan 2010 Salı

Madde madde Buenos Aires 1


3 haftadır buradayız, sonunda iyice şehrin yerlisi olduğumuza kanaat getirerek kimi gözlemlerimi paylaşmak isterim.

- Bu şehre yolunuz düşerse etten şaşmayın. Palermo çevresi ve San Telmo ‘parilla’-mangal da pişen bilumum etsel ürün- için doğru adresler. Her şeye evet, ama Morcilla’yı (kan sosisi)pk önermiyorum. Palermo kısmı rehber kitaplarda pek açıklayıcı geçmiyor dolayısı ile biraz kafa karıştırıcı olabilir, şöyle ki şehirde edineceğiniz bilumum haritada Palermo, 3’e ayrılıyor. Biri Palermo, arada birkaç fena olmayan lokanta ve alışveriş merkezi var. 2.si Palermo Hollywood iyi yemek için asıl bölge burası – Las Cabras’ı fiyat lezzet dengesi ile öneririz (3 kişi tıka basa leziz et + 1 şişe ucuz ama içilebilir şarap 100 peso=26 dolar=40TL gibi bir şey), eğer ki biraz daha öderim derseniz Miranda’da oldukça iyi. Palermo Soho olarak geçen bölge ise barlar, gece kulüpleri ve bilumum enteresan butik açısından epey zengin. Palermo Soho’da hafta sonları kurulan (plaza Sarmiento’da)pazarın duvarında oturup biraz soluklanayım, gideceğim barı seçeyim derken yanınıza gelip kurabiye satan birileri olursa reddetmeyin, 10 pesoya (2,5 dolar) 3 kurabiye ile gecenize renk katın.

- Hafta sonlarınızı herhangi bir açık pazarda ona, buna, şuna ve diğerine bakarak geçirmeyi illaki ihmal etmeyiniz. San Telmo bu pazarların en meşhuru, sadece pazar günleri kuruluyor, ana meydandaki antikacıların dışında pek matah bir şey olmasa da, ortam itibarı ile oldukça eğlenceli. Tango şovları, yolda şarkı söyleyenler, sokak orkestraları, pantomim gösterileri ile gün geçip gidiyor. Orta kısımdaki kimi antikacılarda bizde 80lerde pek moda olan birbirinden çirkin bijuteri takılar olsa da, onlara aldanmayın, derhal bir yandaki tezgaha geçin, benim aklım hala o gümüş çatal bıçak takımlarında misal.

Şayet tişört, elbise, çanta, şapka şeklinde bir alışverişi tercih ediyorsanız Palermo Soho, Sarmiento meydanındaki pazara gitmeniz gerekiyor, burası hem cumartesi hem de pazar açık. Yok ben daha minimal takılacağım, takı olur, enteresan bir obje olur derseniz de Recoleta Mezarlığının önünde kurulan pazarı önerebilirim. Burası da hem cumartesi hem pazar açık. Giderken yanınıza çimlere yayılmayı mümkün kılacak bir örtü falan alırsanız etrafta takılan bilumum müzik ve sanat insanının da tadını çıkarabilirsiniz. Birde şehrin biraz dışında –otobüsle 30-35dk kadar- bir pazar daha varmış, daha ziyade yerli halk gittiği için diğerlerinden daha ucuz ve daha çok gaucho (Arjantin sığır çobanı) malzemelerinin satıldığı bir yer –erkek çocukları bıçak istiyor-, orayı gitmeyi becerebilirsek orayı da anlatacağım.

- Hafta içi bir gün San Telmo bir günde Palermo civarında hafta sonu kalabalığında derin inceleme fırsatı bulunamayan butiklerde geçirmek cüzdansal açıdan olmasa da gözlem ve yutkunma açısından oldukça faideli, özellikle bizdeki her şeyin birbirine benzediği butikleme ve sergileme anlayışı açısından ilham verici. Gitmişken, fotoğraf makineniz da mutlaka yanınızda olsun. Bu şehirde her yer duvar resmi dolu ama bu bölgede en göz alıcıları yer alıyor. Üşenmeyip Calle Russel’ı bulursanız ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız.

- Bir iki müze var şehirde, muhtemelen çok daha fazla var da biz sadece ikisine gittik. Her ikisi de uygundur. MALBA ve Buenos Aires Bellas Artes. Bellas Artes’e giriş bedavaa, dolayısı ile her an gidip gezilebilir, MALBA, çarşambaları % 70 daha ucuz, Citi Bank müşterilerine diğer günlerde de % 25 ucuz. MALBA daha güzel, eğer tek bir müze görümselseniz onu öneriyorum.

- Gece olayı bu şehirde aşmış dersem kesinlikle abartı olmaz. Gece yarısı ikiden önce nereye giderseniz gidin daha az giriş parası ödüyorsunuz -buradan çıkan sonuç şehir gece 2’den sonra asıl coşmaya başlıyor. Bu coşkunluk hali genelde 6-7 artık enerjiniz nereye kadarsa devam etmekte. Biz ortalama 5, 5:30 gibi ortamı terk ettik, içeride insanlar halen zıplıyordu. Sokaklardaki barlarda da insanlar mutlu mesut biralarını içmeye devam ediyorlardı. Turist olmanın en güzel yanı olarak hangi ara çalışıyorlar, nasıl kalkıp işe gidiyorlar hiçbir fikrim yok.

Şehirde gece hayatına renk katmak için farklı alternatifler de mevcut, arayın bulursunuz.

Bunu muhtemelen her rehber kitapta okuyacaksınız, bende hatırlatmak isterim, buranın halkı fena halde köpekperver ama bokunu alayım da çöpe atayım anlayışı yok, dolayısı ile sokaklar mayın tarlası kıvamında, yürürken aman da şu vitrine de bakayım diye dikkat dağınıklığına düşmeyin, boka batarsınız.

Bir de bunu özellikle çok sevdim, burada çocuklar okula çekçekli çanta ile gidiyorlar (belki bizde de vardır ama ben bilmiyorumdur), aman çok ağır anne sen taşı, sırtım ağrıdı durumu yok. Zaten şehir dümdüz, tepsi gibi –daha tek bir yokuşa rastlamışlığımız yok- Hatta bazı veletler işi büyütüp çantanın üzerine binmiş, çantayı da anneye çektirmekte, biz de olsa bu çekçekli çanta olayı muhtemelen bütün çocuklar bunu yapardı.

Tango nerede izlenir, milango mu yoksa şov mu? İlk sekiz tango adımı. Peki ya futbol, Boca Juniors mu, River Plate mi? Tabii ki Boca.. Toplu taşıma nasıl oluyor, olurda şehrin dışına çıkmak istersek nereye gidebiliriz acaba konularına bir sonraki postumuzda değineceğim.

4 yorum:

  1. o çekçekli çantalardan burada da var edacım, sadece henüz senin ilgi alanına girmiyor:) ama tabii bizde her yer yokuş ve okullar çok-katlı olduğu için çantalar ve çocuklar 2 ayda haşat oluyorlar.

    bu kadar ay geçti, hâlâ özeniyorum size.

    sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. olmasa çok şaşıracaktım zaten ama haklısın İstanbul yollarında hakikaten çok zor. 5 aydır sırtta çanta taşıyınca ben acaip haset ettim ama çocuklara :))

    YanıtlaSil
  3. 10 gün sonra oradayım. Süper oldu bu bilgiler..

    YanıtlaSil
  4. Alık kraker

    tadını çıkar, soracak bir şey olursa da haberdar et mutlaka.

    sevgiler,

    YanıtlaSil