15 Mart 2010 Pazartesi

Bariloche, karşında bir sigara içip ölebilirim


Henüz arkeoloji ile yoğun olarak teşvik-i mesaide bulunurken İsveçli bir arkadaşımla gün boyu otostop yaparak Assos’tan Babakale'ye gitmiştik. Babakale’de bir kale vardır, Asya’nın Avrupa’ya açılan son noktasından sonsuz bir Ege Denizi uzanır gözünüzün önünde. Babakalede kalenin burçlarına oturduğumda hissettiğim tek şey, öyle güçlü bir huzur ve vecd haliydi ki o güne kadar hiç sigara içmemiş halimle “karşında bir sigara içip ölebilirim” oldu.
Daha sonra birkaç kere daha gittim Babakaleye aynı duygunun peşi sıra. Olmadı.

Bu gün itibarı ile 4 ay olmuş biz yola çıkalı, çok güzel yerler, yırtıcı bir doğa, yüzlerce insan ve onlarca nev-i şahsına münhasır şehir gördük. Kimisinde birkaç gün kimisinde daha uzun sürelerde konakladık. Sonra Bariloche’ye geldik. Tam hafiften yorgunluk ve özlem bastırmaya başlamış, heyecanımız azalmaya yüz tutmuşken.
Bariloche’de 3. günümüzde minik, kiralık ve kendisine bir şey olması durumunda ödeyeceğimiz bin dolarlık bir voucher bıraktığımız bir chevroletle ralli yollarından geçerek Villa Trufel adında kimselerin gelip gitmediği, gölün kenarına kurulmuş 3-4 evden mütevellit bir yerde durduk.

Ve ben tam 11 yıl sonra bir kere daha o kesif huzur ve rahatlama duygusunu yaşadım o gölün kenarında oturup karşımda yükselen dağlara bakarken. Bariloche burası ve bu an oldu benim için.

Bariloche’ye geliniz, Güney Amerika’ya da geliniz tabii ki ama olur da koca kıta gözünüzde büyüyecek olursa bile burasını es geçmeyiniz. Bariloche ilk bakışta İsviçre modelli tahta evleri, her köşedeki çikolatacıları, gölleri ve dağları ile biraz sonra Heidi ve Peter karşınıza çıkacakmış gibi görünen bir şehir. O kadar İsviçreliki kendisi şehrin içinde İsviçre kolonisi diye bir yerleşim birimi bile var ve bu İsviçrelilerin ağızlarının tadını bildiğini sadece oraya gidip gölün kenarına indiğinizde derhal anlıyorsunuz.

Bariloche Patagonya’nın hemen girişinde Göller Bölgesi (lake district) olarak bilinen bölgenin Arjantin tarafından kalan ve turistler tarafından en fazla tercih edilen şehri. Bir nevi göller kabesi. Huapi gölünün ve milli parkının hemen yanında ve dört bir yanı mavinin her tonunda göl ve göllere kardeş dağlarla çevirili. Tamamen turistleri ve yaşayanları mutlu etmek üzerine kurulu olduğu için çok işlevli bir toplu taşıma ağına sahip, farklı numaralara binerek ve biraz da yürümek sureti ile tüm yakın çevreyi gezmek mümkün. Fakat derseniz ki ben mümkün olan minimumda yürüyeyim ve daha fazla göl göreyim ya avuç dolusu para ödeyerek her hostel ve acente de satılan turlara katılacaksınız ya da biraz daha makul olan ve sonsuz bir özgürlük sunan araba kiralama yolunu seçeceksiniz. Biz öyle yaptık. Villa Trufel’i de bu sayede keşfettik.

Şehri tepeden görmek ve gördüğünüz şey neticesinde nefesinizin kesilmesi için birden fazla alternatif var, otto ve campaneria ve catedral bölgelerinden kalkan teleferiklere binerek yukarılara ulaşmak mümkün, en ucuz ve en güzel manzaralı olanı Campaneria’dan kalkıyor. Deneyimle sabit. Campaneria ulaşmak içinse şehir merkezinden 20 numaralı otobüse binmek kafi.

Şehri adamakıllı gezip, dört bir yandaki evlere hayran olduktan, akıl almaz güzellikteki manzara karşısında burada yaşamalıyım, burada yaşamalıyım şeklinde saçmaladıktan sonra şehir dışına çıkmaya hazırsınız. Şehir dışı denilince genelde tercih edilen ve önerilen 7 göller ve San Martin olsa da, bizim önerimiz kesinlikle San Martin’e kadar gitmeyip, Grand Circuit olarak anılan ancak nedense hiçbir tur şirketinin gitmediği Villa Trufel tarafına dönmeniz (araba kiraladığınızı varsayarak). Bir anda ağaçlar, dağlar ve yol boyu sizi takip eden sayın göllerden birisi ile burun buruna geleceksiniz ve bu daha başlangıç, inatla devam ediniz, şaşırınız, hayran olunuz, bu harika günü kendinize hediye ediniz. Pişman olmayacağınız garanti.

Önümüzde uzun bir yol var Route 40 üzerinden (1710 km) El Chalten ve oradan da Ezberbozanefeciimizle buluşmak üzere El Calafate’ye gidiyoruz. Route 40’a ve güneye dair yeni izlenimler çok yakında Zooda’da.

4 yorum:

  1. haftasonu motorsiklet günlüklerini izledim, sizin yazdığınız yerden gölü aşarak şili'ye geçerken manzara muhteşemdi. fotoğraflarına baktım ne güzel yermiş dedim şimdi de siz yazdınız.

    YanıtlaSil
  2. efeyle buluştunuzmu? ,resim koyun bakayım görelim.Cökmüştür cocuk tek başına aylardır,yavrucak :((

    YanıtlaSil
  3. Buluştuk, geliyor bomba fotoğraflar yakında.

    YanıtlaSil
  4. eda hadi gelin kızım artık,beren okula başlıycak artık hala tanzo halası eda teyzesiyle tanışamadı

    YanıtlaSil