12 Mart 2010 Cuma

Arjantin'e giriş, Mendoza.

1-7 Mart 2009

Depremden kaçıp Mendoza’ya sığındıktan sonra nedense hiçbir şey yapasımız gelmedi, ilk birkaç gün. Şehir çok güzeldi, kocaman bakımlı caddeler, tüm güney Amerika boyunca izini sürdüğümüz sokak kafeleri, her köşede şarap, parlak bir güneş altında rahat insanlar.

Peki neden hiçbir şey yapamadık. Öncelikle biraz yorulmuşuz, biraz da evimizi özledik, en önemlisi bu pek güzel şehir inanılmaz derecede sıcaktı, sokakta yürümeye hal bırakmayan bir sıcak.

Adamlar sıcağın bilincinde olarak sadece sabah 9-12 ve 17-21 arasında çalışıyorlar. Geri kalan vakitler ya siesta ya alkol. Nereye gidersek bir festival yakaladığımız için burada da şehir ile uyumlu ve meğersem Arjantin’in en önemli festivallerinden olan şarap festivalini yerinde inceledik, ayakta ve ayık olduğumuz saatlerde. Önce bir gece şarap güzelini seçmek için güzellerin çeşitli kılıklar içinde resmi geçidi yapıldı caddeler boyunca, devrisi gün aynı güzeller bu kez öncüleri atlı kovboylar eşliğinde salındı şehrin sokaklarında her seferinde onları izlemekte olan biz sefil halka, çeşitli meyveler, şarap, meyve suyu ve bilumum enteresan şeyi bulundukları arabalarından fırlatmak suretiyle. (şarapları fırlatmıyorlardı, onlar ancak arabaya yanaşacak kadar aktifseniz-yırtıksanız sizin oluyor) ben de kızlardan bir iki elma ve şeftali kaparak günün vitaminini almamızı sağladım.

Buranın olayı üzüm, bağlar ve neticesinde şarap olduğundan bir günde bağlar arasında dolanmaya ve şarabı yerinde tatmaya karar verdik. Bir büyük bir de aile işletmesi tarafından işletilen iki farklı şaraphane, bir zeytinyağı fabrikası ve bir likörcüden sonra tekrar hafif çakır keyif halde hostelimize dönmemizle sonuçlandı gün.

Uzun süredir hızlı, hemen her gün yeni bir şehir yeni bir keşif şeklinde gezdiğimizden Mendoza’nın bu fazla huzurlu havası battı tabi bize, kendimize atraksiyon yaratmak için bir gün de şehrin dev parkının bir kısmını kaplamış olan Mendoza Hayvanat Bahçesine gittik. Maşallah duyan gelmiş bir hayvanat bahçesi, aklınıza gelebilecek her hayvandan birer ikişer, beşer şeklinde bir araya getirmişler. Kutup ayısından, panter, leopar, çita aslan, kaplan, fil, su aygırı vs şeklinde uzayan bir yelpazede hayvanları mevcut. Ama öyle içler acısı bir haldeki o hayvancıklar, koskoca panteri benim yatak odamdan minik bir alana kapamışlar, kutup ayısının suya hasret bir havuzumsusu var, maymunların 50si birden aynı kafese tıkılmış, kuşların halinden bahsetmek bile istemiyorum.

Hayvanat bahçelerinden bir kere daha nefret ettik bu saçma turun sonunda, en son Almanya’da bir hayvanat bahçesine gitmişliğim vardı ki orası burası ile kıyaslanınca gerçek bir cennetti, az ama öz hayvanın doğal ortamlarından koparılmış olsalar da uygar şartlarda yaşadığı bir yerdi. Burası ise fotoğraflardan göreceksiniz, hayvanlar için gerçekten depresifti. Bütün o hayvanlar, sıcaktan bayılıp kalanlar dışında hapishane mahkumları gibi sürekli volta atıyorlardı, sen gel ormanlar hakimi ol sonra da şerefsiz insanoğlu seni bu hale düşürsün. Yazık. Çok yazık.

Velhasıl kelam 5 günlük Mendoza kısmı, Arjantin’le tanışmak, dinlenmek ve karaciğere yüklenmek için ideal bir karışım oldu.

Sizlere bu satırları havanın normal sıcaklık seviyelerine ulaştığı ve muhtemelen dünyanın en güzel coğrafyalarından olan Bariloche’den yazıyorum. Bariloche’yi anlatmak için bakalım kelimeler kifayet edebilecekler mi?

7 yorum:

  1. bariloche'desiniz demek! ben gidememistim ama bayagi fotosunu gorup imrenmistim. gercekten cok guzel bir yere benziyordu. yazinizi ve fotograflarinizi sabirsizlikla bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Özlem Bariloche için tekrar gelmelisin buralara :)

    YanıtlaSil
  3. gideceğim! en yakın arkadaşlarımdan biri barilocheli biriyle evleniyor. düğün orada olur sanıp ümitlenmiştim, ama TR'de yapmaya karar verdiler. ben de yalancı nikah memuru olucam düğünde:)

    YanıtlaSil
  4. supersiniz! yolunuz acik olsun.....

    YanıtlaSil
  5. İstanbul düğün için daha sıcak bir alternatif olabilir gerçekten de ama sen de hemeeeen ziyaretlerine gidebilirsin, malum yeni evlenenin evine gitmek önemli bir türk geleneğidir :))

    YanıtlaSil