22 Kasım 2009 Pazar

New York New york

New York çok büyük, çok karmaşık, çok hızlı, çok alternatifli ve çok tuhaf, çok nev-i şahsına münhasır bir şehir. Kendinizi nokta gibi hissederek yönünüzü şaşırtan devasa binalar bir anda sona erip yerini tuğla evler ve minik tuhaf dükkanlara bırakabiliyor. Aralarda umulmadık cafeler çıkıyor, her yönünüzü şaşırdığınızda daha siz sormadan birisi çıkıp yön tarif ediyor. Filmlerin aksine obez yok, herkes koşuyor, yürüyor, bisiklete biniyor, süpermarket kılıklı ancak plastik bir kutu içerisinde yiyebileceğiniz yemeğinizi alma şansı sunan marketimsilerden yemeklerini alıyorlar, cafemtrak bir yerin vitrininde hızlı öğle yemeklerini yiyip işlerine geri dönüyorlar. Hızlılar.

4 gündür yürüyoruz, aralıksız, şehri gezebilmenin en iyi yolu yürümek. Önce 20 blok yukarı sonra birkaç blok batıya, sonra tekrar yukarı ya da aşağı. Her sabah yeni bir programla daha fazlasını görebilmek için koşuşturmaya başlayınca, asıl görülesi kısım kaçmaya başlıyor. Bu şehirde şehrin hızına inat yavaşlamak gerek. Yavaş yavaş, biraz durarak, bakınarak gezmeli. Ne yazık ki bizim o kadar vaktimiz olmadığı ve önümüzde daha koca bir kıta uzandığından, ilk 2 gün koşuşturanların arasına katıldık. Sonraki 2 gün ise daha yavaşız, kesinlikle yavaş daha güzel.

Let the sunshine!!


Şehrin en civcivli bölgesi Theater District olarak geçen ve onlarca Broadway şovuna ev sahipliği yapan 42. Cadde ve çevresi. Emre ve Ebru’nun önerisi ve sponsorluğunda biz de bir gecemizi Hair’e ayırdık. (öncesinde biletleri Brooklyn’deki değil, Downtown’daki gişeden almakta fayda var. Sıfır sıra + %50 indirim ve 3.sırada bilet-DAHA NE OLSUN-)
Daha önce yüzlerce müzikal izlemiş değilim ama bir daha böylesini görebileceğimi de pek sanmıyorum. Herkesin mi sesi iyi olur, herkes mi bu kadar eğlenerek bir şov sunar ve herkes mi soyunur - sürprizzz.

Tabi işin en güzel kısmı 3. sırada olmanın avantajı ile I love you too beybi denilerek oyunun başrol oyuncusu tarafından öpülmek oldu, Emrecim çok merci.

Sürprizler demişken, bu satırları yazmakta olduğum cafede bir an kafamı kaldırınca karşı masamda oturan kişinin Criminal Minds dizisinin genius tipi olduğunu farketmiş bulunuyorum, kesinlikle dizidekinden çok daha sevimliymiş. (Greenwich-Gay Street yakınlarında, adam gay mi bilmiyorum)

New york hakkında biraz daha detay çok yakında... (tanzoodan)

4 yorum:

  1. Bloğunuzu yeni gördüm, kendim gidiyormuş gibi oldum. İkinize de iyi yolculuklar dilemek istedim. Dikkatli olun, keyfini çıkara çıkara gezin. Benim hala dünya üzerinde en favori yerim güney amerika, o kadar özledim ki oraları..
    Birşey lazım olursa ya da sormak isterseniz bana mutlaka yazın..Ben de ocak gibi Afrika'ya yola çıkıyorum ama elimden geleni yaparım.
    Tamam, sizi tanımıyorum ama ikinizi de çok çok öpüyorum..
    Yolunuz açık olsun.

    YanıtlaSil
  2. Arzu merhaba,

    çok teşekkürler, yola çıkmadan önce senin blogu bir hatim etmiştim zaten :) Süper faydalı oldu. Yakında tam olarak Güney Amerika'ya inmiş olacağız. Bir şey olursa mutlaka yazarım. Sana da çok iyi yolculuklar. Biz de seni çok öpüyoruz, seviyorum gezgineleri :))

    YanıtlaSil
  3. iyi yolculuklar...Biz yeni 18 gunluk Brazilya, Arjantin seyahatinden geldik...Ben Rio yu cok tutmadim ama Buenos Aires'e bayildim..Iguazu selalesi mutlak gorunecek listesinde olsun..

    YanıtlaSil
  4. yollarda olmak icin bir harika neden daha! hayatta denk gelemeyeceginiz insanlara ve olaylara zemin hazirlar yolculuklar. brad ve angelina ciftini de opesiniz insallahh.

    YanıtlaSil