16 Ocak 2010 Cumartesi

Gurmelerin gurmesi, Tulum’un Ceviche’si

29 Aralık 2009 - 4 Aralık 2010

Küba’da biraz kilo kaybettikten sonra, yemek özlemi ile indik Cancun havalimanına. Meksika’ya geri döndüğümüz havadaki yemek kokusundan ve caddelere taşan restoranlardan anlaşılmıştı.

Ortanca Özel ailesinin bize yılbaşı hediyesi olan Tulum’da beş günlük yayma aktivitesini gerçekleştireceğimiz otelimize gitmek üzere havalimanından otobüs ayarlayıp, özlediğimiz gerçek marketten hemen sandviç ve meyve suyu yuttuk. Ve otobüsümüz Tulum’a hareket etti…

Uykusal bir yolculuktan sonra, otobüs Tulum terminalinden hareket etmek üzere iken, uyku sersemi ve adrenalin dolarak indik otobüsten. Saatler 23:00’ü ( Türkiye’de 7 saat geri) gösterirken taksiye binip otelimize pışpışlandık.

Gece yarısı karanlığı içerisinden otelimizin girişini bularak ve fakat bize fener tutan amigo amcanın yüzünü seçemeyerek rezervasyonumuzu onaylatıp cabanamızın egzotik yatağına rötarsız iniş yaptık.

Horul bir geceden sonra sözcüklerin yetemediği ancak cennet kelimesinin anlam bulabildiği bir sabaha uyanıp beyaz kumlardan kahvaltımıza koştuk. İşte bu an Tulum gurme başladı.

Sabah kahvaltısı dedikleri ve aslında 2 kilo meyveden oluşan ( papaya, mango, yeşil elma ve tropikal bir sürü zerzavat) ve bununla yetinmeyip yanımızda sıkılmış tazelikteki bir bardak meyve suyunun yanında ayıp olmasın diye mantarlı dehşet leziz bir omlet ile başladık güne. Dilediğiniz adet kahveyi de unutmadan ekleyeyim.

Dolu mide ile yüzülmez felsefesi ile denizden uzak durup ( o dalgalarda yüzmek yemiyor ancak parmak ve topuk sokulabiliniyor deniz dedikleri kaplıcamsı suya) yaymak ve hamakta hammak (bkz. Ferhan Şensoy) sureti ile dinlendiğimizden emin olup otelimizin bize aferin iyi ki geldiniz bedava kuponları ile beleş ve limonsal margaritamızı içtik keyifle beyaz kumlar üzerindeki barda.

Akşam olduğunu fark edip – zira dolunay tabak gibi göz kırpıyordu – Tulum’un pahalı olması nedeni ile kendimizi taksiye ve sonrası markete attık. Birkaç lüzumlu atıştırmalık yanında, yeni yıla giriş amacı ila patlatılmasını düşündüğümüz şampanyamızı alıp otelimize aynı yöntem ile geri taksilendik.

31 Aralık sabahı diğer leziz kahvaltımızı yapıp, tekrar plaj barındaki yerimizi aldık. Karımcığımın bir süredir denemek istediği Hindistan cevizi içerisindeki alkolden ısmarladık. Coco loco olarak adlandırılan ve içeriği tekila, bacardi, bombay cin ve taze hindistan cevizi sütünden oluşan alkol şelalesinden içerek ufuklara daldık.

Yeni yıla saatler kala (yaklaşk 6 saat) kaşınan midelerimizi yatıştırmak üzere beyaz kumlar üzerinde nachos, dipsos ve biralarımız eşliğinde piknik yaptık. Ama bunlarla yetinemeyeceğimizi anlayarak – yılbaşı gecesi karıcığımı nachosla kandırmam bana yakışmazdı – dolunay ışığı eşliğinde plaj restoranımızı bulduk. Menü fiyatı yeni yıl için gayet makul, restoran sahibi Amerikalı amigo çok nazikti. Hemen yeni yıl gecesi menüsünden ısmarlayıp dolunay manzarasına daldık. Merakınızı gidermek için menüyü anlatmam gerekirse; başlangıç olarak nefis bir sopa de tortilla (çorba), ardından ana yemek olarak – ki buna çok baba yemek diyerek kendimi düzeltmek istiyorum – lobster (ıstakoz), buharda pişmiş taze sebzeler ve bir grup jumbo karidesten oluşan tabağımızı tabak hariç yuttuk. Biraz çok gelen yemeğimizi eritmek üzere dolunayı yakalamak üzere kumlarda el ele koştuk. Ve fakat sindirmek olanak dahilinde olmadığı için saat 24:00 olmadan biraz kestirmek üzere cabanamıza (bungalow)döndük.

Noel babalı ufak bir rüyadan sonra yeni yıla girmek üzere şampanyamızı aydedeye doğru patlattık ve bir şişe şampanyayı içtik afiyet de oldu doğal olarak… Ağzınızın suyunu alt paragrafa akıtarak yeni yıl sabahına yeni olarak uyanmak için doğal cabanamızda doğada uyuduk.

Yeni yılın ilk gününde yeni yemeklere aç olarak kumsalda – bu kez denize girerek – dinlenip bulduğumuz beleş kuponlarla kumsal barımızdan alkollendik. Akşam olduğunda yemek avına çıkarak – Tulum’da yemek kumsal ve deniz üçlüsü çok ağır basıyor- karıcığımın yengeç sezileri ile bir İtalyan restoran bulduk. Çok kalabalık ve aç insan turist sürüsünü bekleyip masamıza kavuştuk. Gerçek İtalyan makarnalarımızı yedikten ve kadeh şaraplarımızı yudumladıktan sonra geceyi sonlandırdık.

Ertesi gün bizi bekleyen lezzet rüzgârından habersiz kumsalda biraz yayıp sonrasında yürüyüşe çıktık. Keşfettiğimiz öğlen restoranında masamızda güneşlenerek ısmarladığımız yemekleri beklemeye koyulduk. İşte tam bu noktada size Latin Amerika mucizesi Ceviche’den bahsetmek istiyorum. Ceviche deniz ürünlerinden yapılan – ister karides ister balık ister ahtapot – bizdeki lakerda mantığına yakın, lime, sarımsak ve domates ile desteklenen muhteşem bir aperatif. Aperatif olarak hoşnut kalmazsanız 8 tabak yiyerek ana yemek haline dönüştürebilirsiniz.

Sahilde beyaz kumlarda yaymak aktivitesinden hoşnut karnımız tıka basa dolu olarak Tulum efsanesini sonlandırdık. Bir sonraki gurme durağımız Kolombiya… Bol kahveli günler dileyerek Cancun’dan Bogota’ya uçuyoruz…

17 yorum:

  1. ceviche çok lezizdir. bir de guacamole var tabii, o konuda da anılarınızı bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Guacamole anılarımızı Meksika Gurme'de dile getirmiştim. Guacamoleler unutulmaz :))

    YanıtlaSil
  3. ya ben anlamıyorum siz zamanda geriye doğru mu yolculuk yapıyorsunuz? Gelen her yazı kronolojik açıdan bir öncekinden eski...

    YanıtlaSil
  4. Ececiiim,

    aslında durum tamamen bir parça tembellikten kaynaklanıyor. iki formatta yazımız var. biri benim yazdığım, gittiğimiz gördüğümüz yerleri gecikmeli bile olsa doğru sıralaması ile yazdıklarım. İkincisi Tansu tarafından yazılan gurmeler ki tembel olan da o oluyor. Onun yazilari mütemadiyen biz o ülkeden - bölgeden çıktıktan uzuuun bir süre sonra yazıldığı için böyle zamanın içinde geriye doğru gidiyoruz havası yaratıyor.
    Öptüm seni, bu arada senin için bir de teklif geldi, altı ay volunteer ispanyolca kursumuzda çalışırsa biz de altı ayda onu süper fluent yapacak kadar beleşe ders de veririz şeklinde ama kalacak yeri ayarlamıyorlar.

    YanıtlaSil
  5. ayrica turkiye'de zaman ileridir.turk her zaman ileridir.bunu unutmayin.ece'ye sevgilerimle...
    ya bir de allahaskina tansu su yaziyi bir bagirarak okusana,sanirim cok hizli yazdigindan olsa gerek hep tekrarlar var,bu da okumayi biraz guclestiriyor.
    haa bir de askinizin siddetinin arttiginin farkindayiz,kumlarda kostugunuz sahnede gozyaslarimi tutamadim artik :P

    YanıtlaSil
  6. Tekrar mekrar o kadar kilometre yapmış adamlar, zor geliyorsa okuma kardeşim, volunteer ne yapacak Ece 6 ay İspanyolca kursunda orasını anlamadım? Çocuklar ve hayvanlar gönüllü güzellikler içimde... Bir de sevdiklerimle vakit geçirmek istiyorum çok, özledim yemek yapmayı size, ben abuk sabuk yemekler yapıyor muydum size, sofra kurup beraber yemek yiyor muyduk yoksa hiç yapmadığım birşeyin özlemi mi bu?

    YanıtlaSil
  7. hayvanlar ve gönüllü arasında 'için', güzellikler ve içimde arasında da 'var' var... Berna bak sana okuması güç, yazamayan var şükret haline

    YanıtlaSil
  8. zaten senin ne dedigini hic anlamadim...
    neyse bu eda kisisi gelince assos'a gidelim diyorum...orada goster artik hunerlerini...

    YanıtlaSil
  9. Bernacan,
    Kumlarda elele koşma kısmı tamamen yenilen yemeği eritme amaçlı yoksa romantizm falan hele de kumda pek zor alimallah her yerine kaçıveriyor o kumlar bi de yapışıklar.

    Ececiim siz de genelde kabak kalye olurdu sen de bize bundan kelli hep bişiler yapardın, bir dönem mutfakta çalışmış idin hatta o dönem pek bir leziz geçmişti.
    Kursta gelen tiplere kursu anlatıp ofissel şeyler yapmanı bekliyorlar.
    Assos hadisesi de süper olur hakkaten de hani biz marmarise gidiyorduk ben gelince ne oldu o iş, Berna hanım konuyla ilgili, ilgi alaka bekliyorum.
    öpüldünüz.

    YanıtlaSil
  10. nasıl yani, siz uzaklardayken de marmaris ve assos planları mı yapıyorsunuz?

    YanıtlaSil
  11. Assos bedava yok, gelirsin belki aylarca benimle assosta bi odada uyursun eşşekler gibi çalışırız??? Kocan seni görmek için bana muhtelif ücretler öder. belli mi olur... Bir kursta 6 ay boyunca, alın buyrun bu broşür işinizi görür diyemeyeceğim sanırım, onlarrrrrrr denize girerken. Daha faideli bişiler olsa gerek...

    YanıtlaSil
  12. assos tabiki bedava yok,hepimiz danışmanlık yapmaya geliyoruz.
    edacan marmaris isini sen geldikten sonra planlayalim.zira bizim otel motel işleri pek uzaga gidemem gibi duruyor.eylul,ekim gibi olabiler belki.
    ece hanim adada istedigin kadardenize girebilirsin,bir taraflarimi yirtiyorum beni hic kaale almiyorsun.assskkkolsun...
    haaa logo gondericem size bakalim begenecek misiniz?
    sevgi,hiss

    YanıtlaSil
  13. Hirondelle,

    her yerde her zaman memnuniyetle yeni tatiller planlanır :))

    Bernasan,

    logoyu yolla maile merka ettik, biz yapiciidik sizin logoyu hani yav.

    Ececiim,
    Assos'a gelir elbette çalışırız, ben de şimdi ne fikirler var onlarca acaip otel motel görmüş biriyim artık, hem zaten diyorum tansu bey gelip aşçılığa talip diye. Çocuk kariyer değişikliğine gidiciim diyor.

    YanıtlaSil
  14. Sevgili Berna, değerli Ali'nin annesi
    tekrar eden cümlelerin sahibi olan bana geri döndüğümde yapacağım yemeklerin tekrarı için yalvaracaksın. O zaman ben de bir zamanlar tekrar eden bir tansu vardı fakat siz onu acımadan öldürdünüz diyeceğim.

    Ececiim, ben Assos'a talibim, olur da Assos'un deli rüzgarı ateşi söndürmezse işte o zaman yapacağım yemeklere doyum olmayacak, berna sen de duy bunu :)

    YanıtlaSil
  15. tansucuum,kiskancligimdan orta yerimden catliyorum da bok atmaya yer ariyorum.kusuruma bakma...eylemlerim devam edecek!
    bu arada benim tekliflerimi kaale alan yok bakiyorum,,aloo benim de otelim var nedir yani.
    ruzgarsa adada o da var...

    YanıtlaSil
  16. Sen restorani kur ben gelirim, gerekirse zincir yapar hepinize yeterim :)

    YanıtlaSil